Bakin gencler, gezinin nerdeyse sonunda ilk yazimi girme firsatini yakaladim. O zaman kisaca ilk gunu anlatayim cunku cok olmasada bitmesi gereken bir sure var.
Hayvancil cantami alip evden cikmis 2dklik mesafede bana eslik edecek arkadaslari beklemeye koyulmustum ilk olarak. o sirada paramin bir kismini evde unutmusum. Ama olay o degil tabiki. hemen gittik Izbana ucu ucuna yetistim filan trene acele var tabi ya kacmamasi lazim. Bir saatlik yolculuk sonrasi havaalanina gitmeyi basarmistim arrivaldan giris yaparak yolumu kisalttim ve ucagi beklemek icin yukari firladim. Ucak 2 saat ertelenmis. Tabiki bunu Gokuya soylemedim, gelsin de beraber bekleyelim diye. Ilginc alarm sesi olan bi adam vardi 50 kere calsada uyanmiyodu filan ilginc bi deneyimdi. Ucakta da almanci bi tip vardi yanimizda o da bir sonraki paragrafin yildizi. Uctuk gittik filan, cuuuzler esliginde ayrildik ucaktan.
Aciz ne yesek diye bakinirken hotdogcu gorduk direk yoneldik ve uzaktan bir ses dousdahsdkajsd diye bisi, anlamadim tabi. adam geldi turkce biliyor musunuz dedi, eveti duyuncada "Domuz var onda" dedi. biz noluyo lan derken bikac kez daha tekrarlayip gitti. Sabahin ilk saatinde de fiyat/performans oranlayamayinca caydim o hotdogdan. neyse dalip yol sordugumuz ilk mekan sahibi de Turktu. Bana Turkce konusarak Polonyali misin diye sordu yol tarifi arasinda. Ilk suyumuzu da ordan hediye aldik. Guc bela Merkez istasyona indik ve aksiyon basladi.
Ilk durak Asya yemekleri yapan bi yerdi, kahvaltimizi burda yaptik. Ben sadece corbasini ictim diyelim. Cok tatsiz buldum yemegi bir daha vietnam yemegi yediremezsiniz bana. Haritamiz yoktu ve rastgele gezinmeye basladik. Sanirim oktoberfest ile alakali yeri buldum filan. guzel yapilar bulduk. kahve icmek icin durdugumuz ilk yer de Turk mekani cikti. Butun mekanlar kapaliydi zaten. Sonra tarihe bakmak aklima geldi, evet gun pazar ve almanlarin slackerlik gunu.
Yine istasyona donduk ters yonde gezinmeye basladik filan, bir nehir turu tarzi biseye binmemiz bize sehri baya tanitmis oldu. sonrasinda baya bi kilometrelik yerleri yuruyerek kesfetmeye basladik. Hanim hanimcik kizlarla muhabbetlerimiz oldu yonumuzu bulmak konusunda. Sagolsunlar cok yardimci oldular. Ilginc heykellere tirmandik. Arada Yunan tanrilarina benzeyen heykeller falan da vardi, en azindan ben benzettim. Hava kararana kadar hatta gece olana kadar gezindik, sonra sivri zekalarin yollari kapatmasi sonucu baya bi arandik yolu bulmak icin. 1de filan donduk iste. ne yapsak falan derken bir Erasmus ogrencisi Turkle daha tanistik, muhabbet ede ede Tren saatine ulastik.
Trenin bir sonraki durak Hannover ve ordan Romaya ucuyor olucaz. fakat istasyonla havaalani arasini hatirlamiyorum, cok uykum vardi. Roma ucagi da bi sure bekletmisti onu soyleyebilirim. Ve atladigim nokta. Vize/pasaport kontrolu yapan alman ingilizce bilmiyodu ve yanimizdaki kadina tercume ettirdi soru cevaplari. Neyse 24 saat oyle gecti ve sure dolmak uzere. yeni yazida gorusmek uzere, cuuuz !